Müslüman­lar düşman­larını taklit ederek İslâm me­de­ni­ye­ti ko­nusun­da on­ların ölü araştırma­larına ne­den ken­di­le­ri­ni hap­set­mek­te­dirler? Ken­di par­lak me­de­ni­yet sa­rayını kurma ihtiyaçlarını araştırma­ma ko­nu­sun­da ne bahanele­ri vardır? Bu me­de­ni­ye­tin çöküş sebep­le­ri­ni araştırmak için ni­çin Toyn­bee ve Speng­ler gi­bi­le­ri­nin görüşle­rin­den baş­kasını görmek ve bil­mek is­te­mez­ler?! Ha­ki­ka­ti­ni, içeriğini ve ki­tap sa­hi­bi­nin yükle­di­ği so­rum­lu­luk­ları cid­di­yet­le kav­rayıp hükümlerine bağlı kal­mak, çiz­di­ği me­tot üze­rin­de yürümek ve atalarımızın hak­kıyla yeri­ne ge­ti­rip bi­zim yüz çe­vir­di­ği­miz me­de­ni­ye­ti di­rilt­me­ye çalışmak üze­re kol­ları sıva­ma za­manı gel­miş­tir.

Ramazan Bûtî, medeniyetin ne olduğu, nasıl doğduğu, hangi şartlar altında geliştiği ve nasıl çöktüğü gibi konuları in­celediği bu eserinde, İslâm medeniyeti ile Batı medeniyeti arasın­daki temel farkların neler olduğunu ortaya koymakta ve Kur’an’ın öngördüğü medeniyetin çerçevesini çizmektedir.